HATALI TIBBİ UYGULAMA (MALPRAKTİS) NEDİR VE BU NEDENLE TAZMİNAT DAVASI NASIL AÇILIR?
Tıbbi hatalı uygulama (malpraktis), Dünya Tabipler Birliği'nin tanımına göre “sağlık personelinin tedavi sırasında standart uygulamayı yapmaması, beceri eksikliği veya hastayı tedavi edememesi ile oluşan zarar” olarak tanımlanmaktadır.
GİRİŞ:
Tıbbi hatalı uygulama (malpraktis), Dünya Tabipler Birliği'nin tanımına göre “sağlık personelinin tedavi sırasında standart uygulamayı yapmaması, beceri eksikliği veya hastayı tedavi edememesi ile oluşan zarar” olarak tanımlanmaktadır. Ülkemizde yapılan çeşitli çalışmalarda tıbbi uygulama hataları iddialarında son yıllarda artış olmuştur. Sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde karşılaştığımız bu durum özellikle Gaziantep gibi sağlık sektörünün ve insan nüfusunun yoğun olduğu kentlerimizde daha çok görülmektedir. Hastaların tedavi amacıyla gittiği hastanelerde, sağlık personelinin yanlış tedavisinden (malpraktisten) dolayı zarara uğraması sonucu maddi ve manevi bir takım zararlar söz konusu olmakta ve bu zararları giderebilmek içinde amansız bir hak arayış mücadelesi başlamaktadır. Bu sürecin sağlıklı ilerlemesi bakımından avukatın çok büyük bir rolü ve önemi vardır. Bügünkü yazımızda herkes tarafından merak edilen ve ne yazık ki yarın bir gün başımıza gelmesi ihtimal dâhilinde olan malpraktis eylemini ve bu eylem sonucu tazminat davasının nasıl açılacağı hususunu ve daha birçok detayı birlikte inceleyeceğiz.
MALPRAKTİS NEDİR?
Yukarıda da değinildiği üzere malpraktisi; sağlık personelinin yanlış veya özensiz tedavisi sonucu ortaya çıkan maddi veya manevi zarar olarak tanımlayabiliriz. Ülkemizde son dönemde yapılan bazı yasal değişiklikler ile sağlık alanındaki hatalı uygulamalar daha fazla gündeme gelmiştir. Bunun nedeni malpraktis eyleminin güncel bir sorun olarak karşımıza çıkması ve bu sorunun önüne bir türlü geçilemiyor olmasından kaynaklıdır. ABD öğretilerinin birinde ise tıbbi uygulama hatası (malpraktis) şu şekilde tanımlanmaktadır; “Tıbbi malpraktis, sağlık mesleği mensubu tarafından işlenen ve hastaya zarar veren veya komplikasyonlara neden olan ihmali ya da icrai bir hareketi ifade eder." yani kısacası malpraktis eylemi sağlık mensuplarının hatalı eylemleri neticesinde hastaya zarar vermesidir. Böyle durumlarda tabi ki de sağlık personelinin cezai ve hukuki sorumlulukları gündeme gelecektir.
Şimdi, malpraktis sonucu açılacak olan tazminat davalarının şartlarının neler olduğunu inceleyelim.
MALPRAKTİS SONUCU AÇILACAK OLAN TAZMİNAT DAVASININ ŞARTLARI NELERDİR?
Malpraktis iddiası ile ilgili olarak ortaya çıkan zararın komplikasyon mu yoksa malpraktis mi olduğunu belirlemek incelemelerin en önemli aşamasıdır. Zararın, özen ve dikkat yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, yani kusurlu davranış sonucu ortaya çıkmış olması malpraktis olarak değerlendirilir. FAKAT yükümlülüğün yerine getirilmesine rağmen ortaya çıkan istenmeyen sonuç, tıbbın kabul ettiği risk içinde olup komplikasyon olarak kabul edilir. Halk tarafından malpraktis olarak bilinen durumların aslında komplikasyon olabileceğini unutmayalım. işte tam bu noktada neyin malpraktis neyin komplikasyon olduğu hususunu aydınlığa kavuşturmak için uzman tıpçılardan veya uzman avukatlardan/hukukçulardan destek alınması gerekmektedir.
Ayrıca malpraktisten yani tbbi hatadan söz edilebilmesi için meydana gelen neticeyi sağlık personelinin öngörebilmesi ve önleyebilmesi gerekmektedir. Öngörülebilir veya önlenebilir bir durum yoksa malpraktisten söz edilemeyecek ve sağlık personelinin herhangi bir sorumluluğu söz konusu olmayacaktır.
MALPRAKTİS SONUCU AÇILACAK OLAN TAZMİNAT DAVALARINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME NERESİDİR?
Malpraktis sonucu açılacak tazminat davalarında görevli ve yetkili mahkeme neresidir sorusuna vereceğimiz cevap, malpraktise sebep olan sağlık personelinin devlet hastanesinde veya özel bir hastanede çalışıyor olmasına göre farklılık arz edecektir. Eğer sağlık personeli devlet hastanesinde çalışıyor ise bizzat sağlık personeline yönelik bir tazminat davası açamayız. Böyle durumlarda sağlık personeli kamu personeli olduğu için görevli mahkeme idare mahkemeleridir. İdareye yönelik tazminat davası (tam yargı davası) açmamız gerekmektedir. Dava sonucunda idare tazminat ödemeye mahkûm edilirse tazminat miktarını bünyesinde çalışıyor olan kusurlu sağlık personeline rücu edebilecektir.
Eğer sağlık personeli özel bir hastanede veya kendi özel kliniğinde çalışıyor ise bu durumda sağlık personeline yönelik bizzat tazminat davası açabiliriz. Özel hastanelerde veya kendi özel kliniğinde çalışan sağlık personelinin sebep olduğu malpraktis eylemi neticesinde açılacak olan tazminat davaları adli yargının alanına girdiği için açılacak tazminat davalarındaki görevli mahkeme tüketici mahkemeleridir.
Sağlık personellerinin sebep olduğu malpraktis eylemleri neticesinde açılacak olan tazminat davalarında yetki kuralları olayın niteliğine göre farklılık göstermektedir;
- Davalı gerçek veya tüzel kişinin dava açıldığı sıradaki yerleşim yeri mahkemesi genel yetkili mahkemedir. İşbu mahkeme, doktor hatası (malpraktis) sebebiyle açılacak maddi ve manevi tazminat talepli davaların tamamında yetkilidir. Birden çok davalı olması halinde, davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesi yetkili mahkemedir. Genel yetkili mahkemeye ilişkin bu hususlar Hukuk Muhakemeleri Kanununda hükme bağlanmıştır
- Eser veya vekalet sözleşmesinden kaynaklanan malpraktis sebebiyle açılacak tazminat davalarında yetkili mahkeme, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesidir.
- Tüketici mahkemelerinin görev alanına giren davalar, tüketicinin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.
- Haksız fiile dayalı malpraktis nedeniyle tazminat davaları, yukarıda izah edilen genel yetkili mahkemede açılabileceği gibi haksız fiilin işlendiği yer mahkemesi, zararın meydana geldiği yer mahkemesi veya zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de dava açılabilir.
Tıbbı kötü uygulama ya da tıbbi uygulama hatası yani malpraktis sebebiyle açılacak olan tazminat davalarında zorunlu arabuluculuk şartı olduğunu da önemle belirtmek isteriz.
MALPRAKTİS SONUCU AÇILACAK OLAN TAZMİNAT DAVALARINDA DAVA AÇMA SÜRESİ (ZAMANAŞIMI SÜRESİ) NE KADARDIR?
Malpraktis sonucu açılacak tazminat davalarında zamanaşımını belirleyen birçok durum vardır. Zamanaşımı belirlenirken öncelikle zarara uğrayan hasta ile malpraktise sebep olan sağlık personeli arasında bir sözleşmenin olup olmadığına bakmamız gerekmektedir. Eğer hasta ile sağlık personeli arasında bir sözleşme varsa sözleşmeden kaynaklanan talepler 5 yıllık zamanaşımına uğrayacağı için bu durumdaki zamanaşımı süresi de 5 yıl olacaktır. Eğer hasta ile sağlık personeli arasında herhangi bir sözleşme yoksa haksız fiil hükümleri uygulanacağı için bu durumdaki zamanaşımı süresi ise 2 yıl olacaktır.
Fakat bazı durumlarda zararın ortaya çıkması veya belirlenebilir olması zaman alabilir. Böyle durumlarda genel zamanaşımı süresi olan 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmaktadır. Bu süre, fiilin işlenildiği tarihten itibaren başlayacaktır.
Haklarımızın temini için hak arayış sürecini iyi bilmek gerekir o yüzden, Gaziantep’te bulunan hukuk büromuzda, daha detaylı bilgiler sunmak bakımından siz değerli müvekkillerimizi bekliyor olacağız. Bu konuyla alakalı daha kapsamlı bir hukuki danışmanlık almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.